Türk Kanser Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Burak Duruman, 1-7 Nisan tarihleri arasında kutlanan Ulusal Kanser Haftası kapsamında, erken teşhisin önemine dikkat çekti. Duruman, tarama işlemlerinin hayati öneme sahip olduğunu vurguladı.
Dernek olarak yaklaşık 4 milyon kişiye tarama ve bakım hizmeti sağladıklarını belirten Duruman, “Mucizeevi” projesi ile de önemli çalışmalara imza attıklarını söyledi.
Yatağa bağımlı hastalarla ilgili destek sağladıklarını ifade eden Duruman, “Sevk edildiğinizde iyi beslenmek, kaliteli uyumak ve genel sağlığınıza dikkat etmek çok kritiktir. Bağışıklık sisteminiz zayıf olduğu için, Mucizeevi projelerimizde psikolojik destek, diyetisyen hizmetleri, yemekhane ve çocuk odaları gibi her türlü imkanı sunuyoruz” diye ekledi.
Duruman, kanserin normal bireylerde ortalama 12-14 yılda geliştiğini belirterek, bireylerin maruz kaldıkları unsurları sürekli göz önünde bulundurmalarının önemine değindi.
Solunan hava, tüketilen gıda ve uyku düzeninin kanserle mücadelede kritik rol oynadığını dile getiren Duruman, “Hangi gıdaları tüketip, hangilerinden kaçınmalıyız?” sorusunun artık daha fazla önem kazandığını vurguladı. “Can boğazdan gelir” atasözünün artık değiştiğini ifade eden Duruman, insanın fazla yemek için yaratılmadığını kaydetti.
Psikolojik Destek ve Bilinçlendirme
Duruman, kanserle ilgili farkındalık yaratmak amacıyla düzenledikleri seminerlerde, psikolojik desteğin önemini vurguladıklarını belirtti. “İnsanların yalnız olmadıklarını ve destek sunduğumuzu anlatıyoruz. Hastaların yakınlarının da psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğunu unutmamak gerekiyor. Onlara nasıl destek olmaları gerektiğini öğretiyoruz” dedi.
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte cilt kanseri riskinin arttığını belirten Duruman, kronik stresin bağışıklık sistemini olumsuz etkilediğini ve çeşitli hastalıklara zemin hazırladığını da sözlerine ekledi.
Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. İrfan Çiçin, kanserin yalnızca genetik faktörlerle açıklanamayacağını, çevresel etkenlerin ve yaşam tarzlarının da etkili olduğunu belirtti.
Stresin uyku kalitesini düşürdüğüne ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarını tetiklediğine dikkat çeken Çiçin, bu durumun genel yaşam kalitesini olumsuz etkilediğini aktardı.
Kanser Riskini Azaltmaya Yardımcı Temel Besinler
Prof. Dr. Çiçin, kanser riskini azaltmaya yardımcı olan besinleri şu şekilde sıraladı: “Antioksidan açısından zengin brokoli, havuç ve domates hücresel onarımı desteklerken, tam tahıllar ve baklagiller sindirim sistemini korur. Omega-3 yağ asitleri içeren balık, ceviz ve keten tohumu iltihabı azaltır ve bağışıklığı güçlendirir. Ayrıca, sarımsak ve soğan gibi besinler, mide ve bağırsak kanserlerine karşı koruyucu özellikler taşır. Yeşil çay ve kuru yemişler de hücre zarlarını koruyarak bağışıklığı destekler. Zerdeçal ve zencefil gibi baharatlar ise kanser hücrelerinin yayılımını yavaşlatabilir.”
Dünya Sağlık Örgütü’nün işlenmiş et ürünlerini kanserojen olarak sınıflandırdığını hatırlatan Çiçin, bu ürünlerin kontrolsüz tüketiminin kalın bağırsak kanseri açısından ciddi bir risk oluşturduğuna dikkat çekti.
Ayrıca, aşırı şeker tüketiminin obezite ve insülin direnci gibi kronik hastalıkları tetikleyerek kanserin gelişimine dolaylı yoldan katkı sağladığını belirtti.
Stres yönetiminde nefes egzersizleri, meditasyon, doğa yürüyüşleri ve sosyalleşmenin önemine vurgu yapan Çiçin, haftada en az 150 dakika orta düzey egzersiz yapmanın hormon dengesini koruyarak kanser riskini azalttığını ifade etti.
Prof. Dr. Çiçin, sağlıklı bir bireyin yeterince uyuması ve stresini yönetmesinin yanı sıra sigara ve alkolden uzak durması gerektiğini belirterek, tütün ürünlerinin en güçlü kanserojen faktör olduğunu sözlerine ekledi.
Son olarak, sigara kullanımının akciğerin yanı sıra ağız, gırtlak, mesane ve pankreas kanseri ile doğrudan ilişkili olduğunu vurgulayan Çiçin, bu alışkanlığın bırakılmasının kanser riskini azaltmada kritik bir adım olduğunu ifade etti.

You must be logged in to post a comment Login
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.