Kanser Tedavisinde Umut Veren Gelişme: Kişiye Özel Aşılar

Share

Tweet

Share

Share

Email

Comments

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yüksel Ürün, ABD’de gerçekleştirilen bir deneysel çalışmanın sonuçlarını değerlendirerek, kişiye özel kanser aşısının 9 böbrek kanseri hastasında tam iyileşme sağladığını açıkladı.

Çalışmanın kıdemli araştırmacısı olan Harvard-Dana-Farber Kanser Enstitüsü’nden Prof. Dr. Toni Choueiri‘nin eski öğrencisi olduğunu belirten Prof. Dr. Ürün, dünyanın önde gelen bilim dergilerinden Nature‘da yayımlanan bu araştırmayı, kanser tedavisinde yeni bir dönemin başlangıcı olarak tanımladı.

Ürün, bu çalışmanın evre 3 ve evre 4 böbrek kanseri hastalarında, ameliyat sonrası uygulanan kişiye özel aşıların etkisini araştırdığını vurgulayarak, standart tedavi sonrası bu evredeki hastaların kanserin tekrarlama riskinin oldukça yüksek olduğunu ifade etti.

KENDİ TÜMÖRLERİNDEN GELİŞTİRİLEN AŞI

Vücudun bağışıklık sistemini tümöre karşı daha etkili bir şekilde harekete geçiren stratejilerin geliştirilmesinin önemine dikkat çeken Ürün, “Kişiye özel aşılar, hastanın kendi tümöründen alınan mutasyonları hedef alıyor. Bu moleküller, yalnızca kanser hücrelerinde bulunduğu için bağışıklık sistemi normal hücrelere zarar vermeden doğrudan tümör hücrelerine saldırabiliyor.” şeklinde konuştu.

Çalışmada kullanılan yöntem hakkında bilgi veren Ürün, “Bu Faz 1 klinik çalışmada, ameliyat sonrası 9 hasta kişiye özel aşı ile tedavi edildi. 5 hasta ek olarak ‘ipilimumab’ adlı bağışıklık düzenleyici ilaç aldı. Aşı, vücudu tümöre karşı eğiten bir dizi dozla başlatıldı ve ardından bağışıklık sisteminin hafızasını güçlendirmek için iki ek doz (booster) verildi. Buradaki yenilik, hastalara tamamen kendi tümörlerinden geliştirilen özel bir aşının verilmesidir.” ifadelerini kullandı.

GÜVENLİ AŞI PROFİLİ

Prof. Dr. Yüksel Ürün, yaklaşık 3 yıllık takip süresinde hiçbir hastada kanserin tekrarlamaması üzerine, “T-hücrelerinin (bağışıklık hücreleri) sayısı 166 kat arttı ve bu hücreler 3 yıl boyunca aktif kaldı. 7 hastada, bağışıklık sistemi kanser hücrelerini doğrudan tanıyıp saldırdı. Aşı, böbrek kanserine neden olan önemli gen mutasyonlarını hedef aldı. Bu, kişiye özel aşıların böbrek kanserinde de güçlü bir bağışıklık yanıtı oluşturabileceğini gösteriyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Ürün, aşının oldukça güvenli göründüğünü, en sık görülen yan etkilerin ise aşı bölgesinde hafif kızarıklık ve şişlik ile hafif grip benzeri belirtiler olduğunu, ciddi yan etkilerin ise bildirilmediğini belirterek, bu durumun bağışıklık sistemini tetikleyen güçlü bir aşı için olumlu bir güvenlik profili oluşturduğunu ifade etti.

GELİŞMELERİN GELECEĞİ

Kişiye özel aşıların melanom gibi çok mutasyon içeren kanserlerde başarılı olduğunu belirten Ürün, “Böbrek kanseri daha az mutasyona sahip olduğu için bu yöntemin işe yarayıp yaramayacağı belirsizdi. Ancak bu çalışma, düşük mutasyonlu kanserlerde de kişiye özel aşıların etkili olabileceğini kanıtlayan önemli bir adım.” diye konuştu.

Aşının yaygınlaşma süreci hakkında bilgi veren Ürün, “Şu anda uluslararası, çok merkezli bir Faz 2 klinik çalışma yürütülüyor. Dolayısıyla bu çalışmaların sonuçlarını beklemek gerekiyor. Eğer bu yeni çalışma da olumlu sonuçlanırsa, bu aşı böbrek kanseri hastaları için standart bir tedaviye dönüşebilir.” dedi.

KANSER TEDAVİSİNDE YENİ BİR DÖNEM

Prof. Dr. Yüksel Ürün, kişiye özel kanser aşısına yönelik çalışmanın kanser tedavisinde yeni bir çağın başlangıcı olabileceğini belirterek, daha etkili, hastaya özel ve daha az yan etkili bir tedavi sunulabileceğini ifade etti. Bağışıklık sisteminin kanseri tamamen yok edecek şekilde programlanabileceği ve gelecekte diğer düşük mutasyonlu kanser türlerinde de kişiye özel aşıların uygulanabileceği görüşünü paylaştı. Ürün, “Kişiye özel kanser aşıları geleceğin tedavisi olabilir. Böbrek kanseri gibi ameliyat sonrası tekrarlama riski yüksek kanserlerde kişiye özel kanser aşıları, hastalığın geri dönmesini engelleyebilir. Bu çalışma henüz küçük bir hasta grubunda test edildi ancak sonuçlar son derece umut verici. Daha büyük çalışmalar tamamlandığında, bu yöntem kanser tedavisinde devrim yaratabilir.” şeklinde sözlerini tamamladı.