Üniversitede, Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nuray Şahinler liderliğinde yaklaşık bir yıl önce başlatılan araştırma, erkek arı larvasının bakteriyel hastalıklar üzerindeki etkisini inceliyor.
Çalışma kapsamında, meme başı iltihabı tespit edilen ineklerden alınan sütler, üniversitenin laboratuvarında analiz edildi. Sütlerdeki bakteriler türlerine göre ayrıştırıldı. Gelişimi engellenmek istenen bakterilere, bir kısmına antibiyotik, diğer bir kısmına ise krem haline getirilmiş apilarnil uygulandı. Araştırmanın sonuçları, erkek arı larvasının uygulandığı bakterilerde antibiyotikle aynı başarıyı sağladığını gösterdi.
Laboratuvar ortamındaki deneyler, erkek arı larvasının, canlılarda sağlığı olumsuz etkileyen 14 bakteri türü üzerinde benzer etkiler yarattığını ortaya koydu. Bu larva, antibiyotikler gibi bakterilerin çoğalmasını engelleyip yok edebiliyor.
Prof. Dr. Şahinler, 25 yıldır arı ürünleri üzerine araştırmalar yaptığını belirtti. Arı ürünlerinin antioksidan ve probiyotik özellikleri bilinse de, son yıllarda genellikle arı zehri üzerine yoğunlaşan çalışmalar yapıldığını kaydetti.
Şahinler, yalnızca çiftleşme amacıyla ihtiyaç duyulan erkek arı larvalarının, daha sonra arıcılar tarafından kovanlardan atıldığını ifade ederek, 7 ila 10 günlük erkek arı larvasının apilarnil olarak değerlendirildiğini, oysa aslında bu ürünün insan sağlığı için gerekli tüm besin maddelerini barındırdığını vurguladı.
Laboratuvar ortamında, bakteriler üzerinde antibiyotik, arı zehri ve apilarnil gibi maddelerin etkilerini test ettiklerini belirten Prof. Dr. Şahinler, “Kontrol grubunda bakterilerin petri kabını kapladığını ve üremeye devam ettiğini gördük. Ancak diğer gruplarda antibiyotik, apilarnil ve arı zehri ile bakterilerin gelişiminin engellendiğini tespit ettik. Bu araştırma, antibiyotiğe eşdeğer sonuçlar sundu,” dedi.
ÇALIŞMANIN ÖNEMİ
Şahinler, son yıllarda dünya genelinde antibiyotik direnci riskinin sıkça gündeme geldiğine dikkat çekerek, “15-20 yıl içinde bakteriyel hastalıkların tedavi edilemez hale geleceği öngörülüyor. Bu durum, yoğun ve bilinçsiz antibiyotik kullanımına bağlı olarak bakterilerin mutasyon geçirip direnç geliştirmesiyle alakalı. Ülkemiz, antibiyotik kullanımında dünyada ilk üçte yer alıyor ve bu nedenle antibiyotik direncinin de arttığını söyleyebiliriz. Bu ürünlerin antibakteriyel özellikleri, antibiyotiklere eş değer etkinlik göstermesi açısından önemlidir,” şeklinde konuştu.
Son olarak, erkek arı larvalarının doğal tüketiminde dozajın kritik olduğunu, aşırı kullanımının zarar yaratabileceğini belirten Şahinler, bu ürünlerin ilaç formuna dönüşebilmesi için dört aşamanın daha tamamlanması gerektiğini vurguladı.

You must be logged in to post a comment Login
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.