DSÖ’nün Türkiye’deki yeni Temsilcisi Dr. Tasnim Ghaleb Sadeq Atatrah, Türkiye’nin DSÖ Avrupa Bölgesinde öncelikli ülkeler arasında yer aldığını vurguladı.
Atatrah, Türkiye’nin sağlık programlarındaki başarılı uygulamaları sayesinde liderlik konumunu koruduğunu ve Covid-19 salgını sürecinde Türkiye’nin sergilediği örnek duruşu hatırlattı.
Virüsün dünya genelinde ayrım gözetmeksizin etkili olduğunu belirten Atatrah, DSÖ’nün Avrupa Bölge Çalışma Planı çerçevesinde acil durumlara hazırlık, müdahale ve sağlık sistemlerinin güçlendirilmesine öncelik verilmesinin kritik önem taşıdığını ifade etti.
Ayrıca, salgından çıkarılan derslerin ülkeler arasında paylaşılmasının da bu süreçte önemli bir rol oynadığını dile getiren Atatrah, “Virüs sınır tanımıyor, vize tanımıyor, herkesi etkiliyor. Bu nedenle tüm ülkelerin güçlü acil durum hizmetleri ve etkili müdahale sistemleri kurması hayati önemdedir” dedi.
Türkiye’nin sağlık sistemine dair görüşlerini paylaşan Atatrah, “Türkiye’nin sağlık sistemine baktığımızda, özellikle aile sağlığı ve toplum temelli hizmetlerde güçlü bir yapı görüyoruz. Bu durum, hem Covid-19 pandemisi hem de deprem müdahalesi sırasında net bir şekilde görüldü. Hükümetin ve Sağlık Bakanlığının çabaları takdire şayan. Bizim temel ilkemiz, herkes için sağlık. Herkes güvende olmadıkça kimse güvende değildir. Bu yaklaşım, Türkiye ile işbirliğimizin temelini oluşturuyor” ifadelerini kullandı.
Gelecekteki Pandemilere Hazırlıklı Olmalıyız
Atatrah, DSÖ’nün bulaşıcı olmayan hastalıklar (kanser, kalp hastalıkları gibi) üzerine de çalıştığını, bu hastalıkların hastalık yüküne ve ölümlere önemli katkılarda bulunduğunu belirtti. Bu alanda yeni eylem planları ve stratejiler geliştirdiklerini ifade eden Atatrah, bulaşıcı hastalıklarla mücadelenin de öncelikli alanlar arasında olduğunu vurguladı.
Gelecekte yeni salgınların yaşanabileceğine dikkat çeken Atatrah, “Yeni pandemiler olabilir ve biz buna hazırlıklı olmalıyız. Aşılama ve bağışıklama programları konusunda da çalışmalarımız devam ediyor” dedi.
Sağlığın sadece hastanelerle sınırlı olmadığını söyleyen Atatrah, “Sağlık, toplumun tüm kesimlerinin katkı sunduğu bir alandır. Özellikle DSÖ’nün benimsediği Tek Sağlık yaklaşımı, insan, hayvan, bitki ve paylaşılan çevre arasındaki karşılıklı bağı tanıyarak, en iyi sağlık sonuçlarına ulaşmayı hedefler. Bu nedenle eğitim ve çevre sektörleriyle çapraz sektör işbirlikleri kurmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
2025 Yılı Teması: Anne ve Yenidoğan Sağlığı
7 Nisan Dünya Sağlık Gününün bu yılki teması olarak belirlenen “Anne ve Yenidoğan Sağlığı” konusunun küresel ölçekte önemli bir halk sağlığı sorunu olduğunu belirten Atatrah, 2020 yılında dünya genelinde yaklaşık 287 bin annenin hayatını kaybettiğini aktardı. Bu yılın mesajının “Sağlıklı Başlangıçlar, Mutlu Yarınlar” olduğunu vurgulayan Atatrah, DSÖ’nün yalnızca Dünya Sağlık Günü’nde değil, yıl boyunca anne sağlığına odaklanmayı sürdüreceğini ifade etti.
Türkiye’nin bu alandaki güçlü sağlık sistemi için teşekkür eden Atatrah, “Türkiye’de anneler ve bebekler doğum sırasında ve sonrasında kaliteli sağlık hizmetlerine erişebiliyor. Bu, güçlü bir sistemin göstergesidir” şeklinde konuştu.
Toplum sağlığı ve birinci basamak sağlık hizmetleri açısından Türkiye’nin iyi bir örnek olduğunu belirten Atatrah, özellikle anne ve çocuk sağlığı hizmetlerinin güçlülüğüne dikkat çekti.

You must be logged in to post a comment Login
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.