Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kadriye Orta Kılıçkesmez, kontrolsüz hipertansiyon, aort anevrizması, travma, genetik bağ dokusu hastalıkları ve bazı doğumsal kalp hastalıklarının aort yırtılmasına yol açabileceğini ifade etti.
Kılıçkesmez, aort diseksiyonunun genellikle 60 yaşın üzerindeki erkeklerde daha sık görüldüğünü, ancak bağ dokusu hastalığı olan genç bireylerde de meydana gelebileceğini belirtti. Risk faktörleri arasında erkek cinsiyeti, sigara kullanımı, ailesel yatkınlık ve uzun süreli hipertansiyonun bulunduğunu vurguladı.
COVID-19 aşılarının, özellikle mRNA tabanlı olanların, nadir olarak kalp kası iltihabı gibi komplikasyonlarla ilişkilendirildiği bilimsel yayınlarda yer aldı. Ancak bu durumun sıklığının düşük olduğunu ve genellikle genç erkeklerde görüldüğünü belirten Kılıçkesmez, “COVID-19 enfeksiyonunun kendisi kalp kası tutulumuna, pıhtı oluşumuna ve kalp krizine neden olabilmektedir. Bilimsel veriler, aşıların kalp krizi riskini artırdığına dair halk arasında dolaşan söylemleri desteklememektedir. Aksine, aşılar ciddi enfeksiyon ve buna bağlı kalp komplikasyonlarını önlemede etkilidir” dedi.
Kalp sağlığını korumak için bireylerin yaşam tarzı değişikliklerine yönelmesinin büyük önem taşıdığını belirten Kılıçkesmez, dengeli ve Akdeniz tipi beslenme, düzenli fiziksel aktivite, sigara ve alkolün bırakılması, stres yönetimi, kan basıncı, kan şekeri ve kolesterol düzeylerinin kontrolü gibi önlemleri önerdi.
Kalp Hastalıkları İçin Düzenli Kontrollerin Önemi
Kılıçkesmez, kalp hastalıklarını önlemek için belirli kontrollerin düzenli olarak yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Her bireyin düzenli aralıklarla tansiyon takibi yapması, kolesterol ve trigliserid düzeylerinin erişkinlerde 1-2 yılda bir, risk faktörü olanlarda ise daha sık kontrol edilmesi gerekmektedir. Açlık kan şekeri taraması, risk grubundaki bireylerde ve şikayeti olanlarda EKG ve efor testi yapılması, kalp yapılarının ve fonksiyonlarının değerlendirilmesi için ekokardiyografi gerekir. Toplumda kalp sağlığına dair farkındalık giderek artsa da hala yeterli düzeyde değildir. Özellikle genç bireylerde önleme bilinci zayıf kalmaktadır. Bu nedenle toplum sağlığı eğitimlerine ağırlık verilmeli, okullarda kalp sağlığıyla ilgili ders içerikleri oluşturulmalı ve düzenli tarama programları yaygınlaştırılmalıdır” şeklinde konuştu.
Aort Yırtılması ve Risk Faktörleri
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Tolga Aksu, kalp-damar hastalıklarının günümüzde hala en yaygın ölüm nedenleri arasında yer aldığını belirtti. Özellikle aort yırtılması gibi sinsi ilerleyen tabloların ciddi hayati riskler taşıdığını kaydetti.
Aort yırtılmasının, kalpten çıkan ana atardamarın iç tabakasının yırtılmasıyla ortaya çıktığını ve bu yırtıktan damar duvarına sızan kanın, damar yapısını bozarak ani ve ölümcül sonuçlara neden olabileceğini vurgulayan Aksu, “Ani başlayan, genellikle göğüs veya sırt bölgesine yayılan yırtıcı tarzda ağrılarla kendini belli eden bu durum, özellikle hipertansiyon hastaları, bağ dokusu bozuklukları ve doğumsal damar yapısı anormallikleri olan bireylerde daha sık görülmektedir. Erkeklerde ve 60 yaş üzerindekilerde daha fazla rastlanıyor” dedi.
Kalp sağlığını tehdit eden bir diğer önemli etkenin yaşam tarzına bağlı risk faktörleri olduğunu belirten Aksu, sigaranın damarları daraltarak damar sertliğini hızlandırdığını ve kalp krizi ile felç riskini artırdığını, aşırı alkol tüketiminin ise ritim bozukluklarına ve kalp kası hasarına yol açabileceğini ifade etti.
COVID-19’un Kalp Üzerindeki Etkileri
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Özge Özden Kayhan, pandemi döneminde geliştirilen aşılarla ilgili bilimsel temele dayanmayan bazı söylentilerin halk arasında endişeye yol açtığını belirtti. Aşı sonrası nadir görülen kalp kası iltihabı gibi yan etkilerin genellikle hafif seyrettiğini ve kendiliğinden düzeldiğini ifade eden Kayhan, asıl riskin COVID-19 hastalığının kendisi olduğunu vurguladı.
Kayhan, “Virüs kalp kasına doğrudan zarar verebilir, ritim bozukluklarına ve ciddi kalp yetmezliğine yol açabilir. Bilimsel veriler net bir şekilde gösteriyor ki aşı olmak kalp hastalıkları açısından aşı olmamaktan çok daha güvenlidir. Ayrıca aşı sonrası kalp krizi riskinde anlamlı bir artış saptanmamıştır” dedi.
Kalp sağlığını korumanın düzenli hareket, dengeli beslenme ve zararlı alışkanlıklardan uzak durmaktan geçtiğini belirten Kayhan, “Kalp hastalıklarının yüzde 80’den fazlası aslında önlenebilirken, her yıl milyonlarca insan sadece yaşam tarzı hataları yüzünden hayatını kaybediyor. Bu nedenle, okuldan iş yerlerine kadar her yaş grubuna özel bilinçlendirme kampanyaları gerekmektedir” şeklinde konuştu.
Kontrol Süreleri ve Öncelikler
Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Erişkin Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Akbulut, aort yırtılmasının en önemli etkeninin yüksek tansiyon olduğunu belirtti. 60-80 yaş aralığında sık gözlenen damar kireçlenmesinin de risk faktörleri arasında olduğunu ifade etti.
Akbulut, kalp sağlığının korunması için sağlıklı bir yaşam tarzının benimsenmesi gerektiğini vurgulayarak, “Kişilerin sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve uyku kalitesine dikkat etmesi, tütün ürünleri gibi zararlı maddelerden uzak durup, açık hava aktiviteleri yapmaları gerekmektedir. Erkeklerde 40, kadınlarda ise 50 yaşından sonra kalp sağlığı açısından kontroller yaptırılmalıdır” dedi.

You must be logged in to post a comment Login
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.