Klinik Psikolog Nilsu Yavuzer, psikolojik şiddetin sadece maruz kalan bireyleri değil, aynı zamanda toplumu etkileyen bir sorun olduğunu vurguladı. Yavuzer, “Psikolojik şiddet, bir kişinin diğerine duygusal ve zihinsel olarak zarar vermek amacıyla kullandığı, manipülatif, aşağılayıcı veya baskıcı davranışları içerir. Aşağılama, suçlama, aşırı eleştirme, tehdit, hakaret etme ve utandırma gibi durumlar, psikolojik şiddetin belirgin sinyalleridir. Şiddet denilince akla genellikle fiziksel şiddet gelse de, psikolojik şiddet gizli olduğundan tespit edilmesi zordur. Ancak bu durum, bireylerin hayatında ciddi olumsuz etkiler bırakabilir. Uzun süre maruz kalınması durumunda, kişi özsaygısını kaybeder ve sosyal ilişkilerinde bozulmalar yaşanır. Bu süreç, bireyin yaşamdan giderek daha fazla izole olmasına neden olur. Psikolojik şiddet, yalnızca bireysel bir mesele değil, aynı zamanda toplumsal bir sorun olarak da karşımıza çıkar. Uzun vadede, kültürel normları, sosyal ilişkileri ve ekonomik üretkenliği derinden etkileyebilir. Kadınlara yönelik psikolojik şiddet, onları toplumdan izole ederek birçok alanda rol almalarını engeller ve bu da cinsiyet eşitsizliğinin daha da derinleşmesine zemin hazırlar” ifadelerini kullandı.
Kadınların %43,9’u Psikolojik Şiddete Maruz Kalıyor
Kadınların psikolojik şiddet konusunda erkeklerden daha fazla etkilendiğini belirten Yavuzer, “Bu durumun birkaç temel nedeni bulunmaktadır. Toplumsal roller, cinsiyet normları, ekonomik bağımlılık ve psikolojik şiddetin görünmezliği gibi unsurlar, bu sorunun kökenini oluşturuyor” şeklinde konuştu.
Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından yapılan ulusal düzeydeki araştırmaya atıfta bulunan Yavuzer, Türkiye’de kadınların %43,9’unun psikolojik şiddete maruz kaldığını ifade etti. Yavuzer, bu sonuçların psikolojik şiddetin ciddiye alınması gerektiğini gösterdiğini belirterek, “Yaşanan şiddet fiziksel iz bırakmasa da, kadının aile içindeki rolünü önemli ölçüde etkiliyor” dedi.
Çocukların Ruh Sağlığını Olumsuz Etkiliyor
Anne olmanın sadece doğumla sınırlı bir süreç olmadığını, aynı zamanda birçok zorluk içerdiğini vurgulayan Yavuzer, “Psikolojik şiddet gören kadınlar, yalnızca kendi ruh sağlıklarını değil, çocuklarıyla kurdukları bağı da olumsuz etkiler. Bu kadınlar, stres, kaygı, depresyon ve öfke patlamaları gibi sorunlarla başa çıkarken, çocuklarıyla sağlıklı bir ilişki kurmakta zorlanabilirler. Sürekli gergin bir ev ortamı, annenin bitkin hissetmesine neden olur ve bu durum, çocuğa karşı duygusal mesafe yaratabilir. Çocuklar, annelerinin mutsuzluğundan dolayı kendilerini sorumlu hissedebilir ve annenin ilk rol modeli olması nedeniyle, bu olumsuz durumlar ileriki yaşlarda benzer davranışları ve duyguları tetikleyebilir” dedi.
Farkındalık Artırılmalı
Psikolojik şiddetle mücadelede farkındalığın artırılması gerektiğini belirten Klinik Psikolog Nilsu Yavuzer, “Öncelikle psikolojik şiddetin tanınması ve olası sonuçları hakkında bilgilendirmeler yapılmalı. İnsanların bu konuda farkındalık kazanması için destek sağlanmalıdır. Sonuç olarak, somut izler bırakmayan psikolojik şiddeti ciddiye almamız ve bu konuda toplumsal destek oluşturmamız önemlidir” ifadelerini kullandı.

You must be logged in to post a comment Login
Leave a Reply
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.